Written by 16:20 Allgemein

Kazanımları ileriye taşıyacağız

27 Mayıs’ta Köln’de toplanan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Yönetim Kurulu, Özlem Alev Demirel’i genel başkanlığa seçti. Yeni genel başkan Demirel, önümüzdeki dönemin çalışmaları ve hedefleri konusunda gazetemizin sorularını yanıtladı.

 

Sayın Demirel, DİDF Yönetim Kurulu tarafından genel başkanlığa seçilmeniz nasıl gündeme geldi?

Bugüne kadar federasyonumuz içinde pek çok görev ve sorumluluk üstlendim ve bunları yerine getirmek için bütün gücümle çalıştım ve federasyonumuzun politikalarına bağlı olarak değişik alanlarda da mücadeleye katıldım.

Daha 15 yaşındayken DİDF Gençlik Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim, öğrenci hareketi içerisinde aktif bir şekilde yer aldım. Önce yerel düzeyde öğrenci temsilciği, akabinde 5 yıl boyunca Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Lise Öğrencileri Temsilciliği (LSV) sözcülüğü yaptım. Bu süreç içerisinde eğitim politikaları ve öğrenci hareketiyle yakından ilgilendim. Liseyi bitirdikten sonra Köln Demokratik İşçi Derneği adına o zaman PDS tarafından kurulan Açık Liste’den Anakent Belediye Meclis üyeliğine seçildim. Meclisin en genç üyesiydim.

6 yıl boyunca belediye meclisinde, seçildiğim liste ve DİDF’in hedefleri doğrultusunda yerel siyaset alanında çalışma yürüttüm. Meclis grubunda sayıca az olmamıza rağmen çok şey başardık. 2010 yılında ise Sol Parti listesinden Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu’na seçildim. Aynı yıl ilk kez DİDF Yönetim Kurulu üyeliğine de seçildim.

Görev aldığım her alanda DİDF’in politikalarına, hedeflerine uygun olarak hareket etmeye ve elimden geldiğince en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım.

 

18 yıl boyunca genel başkanlık görevini sürdüren Hüseyin Avgan’ın başkan olmanızı en çok destekleyenler arasında olduğunu biliyoruz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Adaylığımı destekleyenlerin başında dediğiniz gibi eski genel başkanımız Hüseyin Avgan geliyordu. Kendisinin DİDF’in bu aşamaya gelmesinde büyük emeği var. Bundan sonra da yürütme kurulu üyesi olarak görevini yapmaya devam edecek. Başkan olarak bana teslim ettiği bu bayrağı daha ileriye taşımaya gayret edeceğim.

Bugüne kadar yürütme kurulunda yer alan arkadaşlar da böylesine önemli bir görevin altından kalkabileceğimi ifade ettiler. Şunu biliyorum ki, üstlendiğim bu görevin sorumluluğu çok büyük, ancak bunu tek başına ben yerine getirmeyeceğim, başta yönetim kurulumuz olmak üzere bütün DİDF yöneticileri ve üyeleriyle birlikte yapacağız. Bu bakımdan bu zor ve onurlu görevin üstesinden ancak böylesine kolektif bir çalışma anlayışıyla gelebilirim.

 

DİDF olarak bundan sonraki başlıca hedefleriniz neler olacak, nasıl bir mücadele planı önünüze koydunuz?

DİDF kurulduğu günden bu yana, emekçilerin ihtiyaç ve çıkarları temelinde kendi platformunu, çalışmalarını daha ileriye taşıma, bunu geliştirme çabasında oldu. Şu ana kadar kazanılan mevzilerin bir adım daha ileriye taşınması görevi ise şimdiki yönetim kurulumuzun ve bütün üyelerimizin önündeki en büyük görevdir. Bu nedenle çalışmayı bir tek başkan, yürütme veya yönetimle sınırlandırmak doğru olmaz. Zira tamamen kolektif bir yönetim anlayışı yıllardır örgütümüzde egemen. Ve örgütümüzün asıl özgünlüğü, işçi ve emekçilerin gücüyle ayakta duran, gücünü onlardan alan bir örgüt olmasıdır.

Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde de emekçilerin birliğini ve mücadelesini güçlendirmek üzere değişik alanlardaki çalışmalarımızı daha ilerletme gayretinde olacağız. DİDF’in savunduğu görüşleri ve politikayı daha geniş emekçi ve genç kesimler arasında yaygınlaştırmaya çalışacağız. Bunun için öncelikli olarak, son yönetim kurulu toplantımızda da üzerinde ağırlıklı durulan faaliyetlerin geniş kesimlere mal edilmesi ve yeni bölgelerde örgütlenmek önemli hedeflerimizden birisidir. Bundan sonra örgütlerimizin, derneklerimizin olmadığı ancak ilişkilerimizin olduğu kentlerde daha etkili faaliyetlerde bulunacağız, güçlü örgütler kuracağız.

Buna bağlı olarak hedefleri daha net çizilmiş bölge örgütlenmelerine doğru daha güçlü adımlar atacağız.

 

DİDF, yıllardır sürdürmüş olduğu çalışmalarda Almanya’da örgütlü bulunan pek çok Türkiyeli örgütten farklılık arz ediyor. Bu açıdan ileriye doğru atılan adımları nasıl pekiştireceksiniz?

Bir göçmen örgütü olarak DİDF’in en büyük özelliği, pek çok örgütten önce Almanya’da kalıcılığı tespit etmesi ve yüzünü bu ülkeye dönmesidir. Bu ülkeye yönelik yaptığı faaliyetler ve politikaya göstermiş olduğu ilgi üzerinden, Alman işçi ve emekçileriyle birlikte daha güzel bir gelecek ve eşit haklar için yakın bağlar kurdu. Şimdi bize düşen görev, kurulan bu bağları daha ileriye taşımaktır. Bu açıdan üzerinde yükseldiğimiz platformu daha da büyütmek gerekiyor. Bu bir yandan Alman örgütleriyle daha yakından ilişkiler kurmayı, diğer yandan ise işçilere ve emekçilere yönelik Avrupa genelinde hayata geçirilen saldırı politikalarına karşı mücadeleyi güçlendirmek gerektiriyor. Biliyoruz ki Avrupa’nın birçok ülkesinde kriz politikalarına karşı verilen mücadele daha açıktan ortaya çıkarken, Almanya’da bu biraz daha yavaş gelişmekte. Şimdi Almanya’daki bu hareketi de daha yakından destekleyebilmek için sendikalar, sosyal hareket ve barış hareketiyle daha yakından bir işbirliği içinde mücadeleyi büyütmemiz; Türkiye kökenli emekçileri bu hareketin daha aktif bir parçası haline getirmek üzere çaba harcamamız gerekiyor.

Yine DİDF, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı kurulan eylem birlikleri içinde de aktif bir şekilde yer alan bir örgüt. Bu alandaki çalışmalarımızı da yoğunlaştırarak sürdüreceğiz. En son NSU adlı faşist örgütün 9 göçmen esnafı katletmesi, Almanya’daki ırkçılık sorunun azalmak yerine büyüdüğünü bir kez daha gösterdi. Hatta bu ırkçıların devletle bağlantılı olduğu da ortaya çıktı. Bu nedenle biz yıllardan beri Türkiye kökenlilerle Alman antifaşistleri arasındaki bağın güçlenmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Faşist örgütlerin yasaklanması gerektiği yönündeki talebimizi de önümüzdeki dönem daha güçlü şekilde dile getireceğiz.

Yine kısıtlama politikalarından en çok göçmenlerin etkilendiğini hepimiz biliyoruz. Geçmişte taşeron işçiliğe karşı yürütmüş olduğumuz çalışmaları bundan sonra da güçlendirerek sürdüreceğiz. Kongrede de bu yönde bir karar alınmıştı.

Bütün bunlardan ötürü, önümüzdeki dönem sosyal ve politik açıdan birçok görev ve sorumluluk bizleri bekliyor.

 

DİDF aynı zamanda hem Türkiye’deki hükümetin Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenler üzerinde oynamak istediği politikalara hem de Türkiye’de emek ve demokrasi güçlerine yönelik yapılan saldırılar konusunda da duyarlı bir örgüt. Bu alanlara yönelik olarak bundan sonra neler yapacaksınız?

11 Eylül 2001’deki olaylardan sonra Almanya’daki pek çok dinci ve milliyetçi çevrenin oluşturulan İslam karşıtlığını kendi lehine kullanarak, Türkiye kökenli göçmenleri içe kapatmaya çalıştığını ve bunda kısmen de başarılı olduklarını biliyoruz. Biz önümüzdeki dönem Türkiye kökenli dinci ve milliyetçi örgütlerin, Türkiye kökenli göçmenlerin dini ve milli duygularını sömürmesine ve üzerinde etkili olmasına karşı daha etkili bir aydınlatma ve bilgilendirme çalışması yürüteceğiz.

Bununla birlikte, Türkiye hükümetinin Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenleri kendi maddi ve politik çıkarlarına malzeme yapmak üzere attığı adımları da güçlü bir şekilde teşhir edeceğiz.

Keza; biz her ne kadar Almanyalı olsak da, Türkiye’deki gelişmeleri de yakından izliyoruz. Hükümetin basına, emek ve demokrasi güçlerine yönelik antidemokratik saldırılarına karşı geçmişte olduğu gibi gelecekte de sessiz kalmayacağız, tavrımızı net olarak ortaya koyacağız. Bu nedenle Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleriyle ciddi bir dayanışma içinde olacağız. Türkiye’de emek ve demokrasi güçlerinin elde etmiş olduğu başarıları da Almanya’daki emek ve barış örgütleriyle, buradaki göçmenlerle paylaşmak buradaki mücadeleye de hizmet edecektir.

Bizim Almanya’daki barış talebimiz, soyut bir talep değil, her ülke ve özellikle de Türkiye için geçerli. Kürt halkının eşit haklara kavuşması için onların verdiği mücadeleye desteğimiz de geçmişte olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir. (YH)

 

 

 

Özlem Alev Demirel kimdir?

 

1984 yılında Malatya’da dünyaya gelen Özlem Alev Demirel, 5 yaşındayken Almanya’ya ailesiyle birlikte göç etti. İlk ve lise öğrenimini Bielefeld ve Köln’de tamamladıktan sonra Bonn Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. DİDF Gençlik Merkez Yönetim Kurulu, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Öğrenci Temsilciği, Köln Belediyesi Meclis Üyeliği, Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu Milletvekilliği ve DİDF Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.

Close